Bakad

  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • HAKKIMIZDA
    • YÖNETİM
    • MİSYON
    • VİZYON
    • DEĞERLER
  • AKADEMİK BAKIŞ
  • DERGİLER
    • Uluslararası Batı Karadeniz Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi (USOBED)
    • Uluslararası Batı Karadeniz Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi (UMÜFED)
  • BAKAD YAYINEVİ
  • HABERLER
    • HABERLER
    • KONFERANS
    • SEMPOZYUM
    • PANEL
    • SEMİNER
  • İLETİŞİM
  • Ankara Web Tasarım
  • akademik bakış
  • KIBRIS’TA DEĞİŞEN VE ASLA DEĞİŞMEYECEK OLANLAR
4 Aralık 2025

KIBRIS’TA DEĞİŞEN VE ASLA DEĞİŞMEYECEK OLANLAR

KIBRIS’TA DEĞİŞEN VE ASLA DEĞİŞMEYECEK OLANLAR

by mahmut bozan / Pazartesi, 20 Ekim 2025 / Published in akademik bakış, anasayfa, Genel, haberler

Prof. Dr. Mahmut BOZAN

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bugün yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimini Cumhuriyetçi Türk Partisi lideri Tufan Erhürman, oyların yüzde 60,32’sini alarak kazandı. Kıbrıs Türkleri için hayırlı ve uğurlu olsun. Yaklaşık 218.000 seçmenin bulunduğu Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sandığa gitme oranı hayli düşük kalmıştır. Yüksek Seçim Kurulu’nun beyanına göre seçmenlerin %53,19’u sandığa gitmiştir. Bu umursamazlık bile nelerin değişmeyeceği hakkında bir kanaat hâsıl etmektedir. Şimdi kısaca Kıbrıs’ın tarihini gözden geçirelim.

Kıbrıs adası Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu 2. Selim döneminde 1571 yılında fethedilmiş ve 1923 yılında imzalanan Lozan Anlaşmasıyla da İngilizlerin adayı ilhakı resmen tanınmıştır. Tam 352 sene Osmanlı hâkimiyetinde kalan adada Rumlar neredeyse yok gibiydi. Zira adaya hâkim olan Venedikliler Katolik olduklarından Ortodoks Kilisesine hayat hakkı tanımıyorlardı. Osmanlı Devleti’nin dini müsamahası ile adada Ortodoks Rumlar çoğaldı, Ortodoks Kilisesi gelişti. 1877 Osmanlı Rus Harbinde (Meşhur 93 harbi) Rusları dengelemek için Kıbrıs’ın 92.799 Sterlin’e İngilizlere kiraya verilmesi ile başlayan süreç 1. Dünya Harbinde İngilizlerin Ada’yı ilhakı ve 1923’te imzalanan Lozan Anlaşması ile bu ilhakın tanınması ile tamamlanmış ve  Kıbrıs elimizden çıkmıştır. Üstüne üstlük 2. Dünya Harbinde Türkiye’ye mülteci olarak sığınan Yunanlıları da merhum Kadir Mısıroğlu’nun dediğine göre İnönü hükümeti Yunanistan’a değil Kıbrıs’a taşımış, böylece azınlık olan Rum-Yunan nüfusu Ada’da güç kazanmıştır.

İngilizler Ada’da askeri bir üs bulundurarak meydanı Rumlara bırakmış, Rumlar da Türklerin lütfuyla yerleştikleri adaya hâkim olmak için katliamlara başlamışlardır. Neticede İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın garantörlüğünde 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştur. Kıbrıs’ı ilhak için harekete geçen Yunanistan terör organizasyonları ile Türkleri öldürmeye başlamış,  21 Aralık 1963’te Kanlı Noel adı verilen cinayeti diğer katliamlar takip etmiş ve 25.000 civarında Kıbrıslı Türk göçmen durumuna düşmüştür. 1967 yılında cinayetlere hız verilmiş, hatta 15.000 Yunan askeri adaya yerleştirilerek silahsız ve ordusuz Türkler imha edilmek istenmiştir. Türkiye’nin müdahale iradesini kırmak için ABD Başkanı Johnson’un dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ye yazdığı tehdit mektubu da Rumları cesaretlendirmişti. Kıbrıs Türklerini bugünlere taşıyan müdahale 1974 yılında CHP-MSP koalisyon hükümeti zamanında gelmiş, Kıbrıs’ın hepsini alacak bir güce sahip olan Türk askeri siyasi irade zaafı sebebiyle bugünkü sınırlarda durmak zorunda kalmıştır. Daha sonra yazılan komutanların hatıralarında Necmeddin Erbakan’ın adayı ele geçirme azminde olduğu fakat uluslararası baskıdan çekinen Başbakan Ecevit’i ikna edemediği kayıtlara geçmiştir.

Kıbrıs’a yapılan iki askeri harekât sonrasında Türkler huzura kavuşmuş ve Rauf Denktaş liderliğinde 1976 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmuştur. Türkiye ve Kıbrıs Türklerine karşı yapılan ambargo ve yasaklara karşı 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilerek cevap verilmiştir. Adada Türklerin varlığının garantisi Türk askeri ve Türkiye’dir. Türkiye’den başka İslâm ülkeleri dâhil olmak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyan ülke yoktur. ABD ve Avrupa ülkeleri Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla adanın tamamını Rumlara ait saymaktadır. Türkiye’nin hatalı politikalarının da katkısıyla Kıbrıs Rumları tüm adayı temsilen Avrupa Birliği’ne üye yapılmış, Türkiye’nin federal bir Kıbrıs siyasetine bile razı olunmamıştır. Türkiye nihayet daha gerçekçi bir siyaset izleyerek adada iki devletli çözümden başka yol olmadığını ve artık bağımsız 7’nci Türk Devleti olarak Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtılması için çalışacağını ilan etmiştir.

Bugün Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yarı başkanlık sistemi ile yönetilen üniter bir devlettir. Cumhurbaşkanı aynı zamanda devlet başkanı, başbakan ise hükümetin başkanıdır. Ülkede çok partili demokratik bir rejim vardır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı ve hükümet tarafından kullanılmaktadır. Yasama yetkisi ise 50 üyeli Cumhuriyet Meclisi’ne aittir. Cumhurbaşkanı halk tarafından 5 yıllık süre için seçilmektedir. 2020’den beri Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Ersin Tatar 2025 seçimlerinde yerini Tufan Erhürman’a bırakmıştır. Ersin Tatar gider, Tufan Erhürman gelir ama Kıbrıs gerçeği değişmez. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerine kim hangi şeytanlığı düşünürse düşünsün değersizdir. 1974’ün kıt imkânlarıyla Kıbrıs’a çıkan Türkiye bugün dünyanın en güçlü ordularından birisine sahip olarak her türlü oyunu bozmaya muktedirdir. Gerisi laf-u güzaftır.

 

  • Tweet

About mahmut bozan

Başka ne okumak istersiniz?

KAMUDA YOLSUZLUK MÜBAH MI?
ORMAN YANGINLARININ SERENCÂMI
KRALİÇE 2. ELİZABET’İN ARDINDAN
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • AKADEMİK BAKIŞ
  • DERGİLER
  • BAKAD YAYINEVİ
  • HABERLER
  • İLETİŞİM

BİZE ULAŞIN

  • 0 378 228 18 77
  • bakad74@gmail.com
  • http//www.bakad.org.tr

BAĞLANTILAR

Telif Hakkı © 2021 İzmir Web Tasarım İzmir Web Tasarım Tüm hakları saklıdır.

Batı Karadeniz Akademisyenler Derneği Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım & Kodlama ♥  Web Tasarım ©

ÜST Web Tasarım