
Kaynak: TRT, https://www.trthaber.com/haber/gundem/31-mart-yerel-secim-takvimi
Prof. Dr. Mahmut Bozan
Türkiye’nin gelecek 5 yılı için en mühim iki hadiseden birisi 15 Mayıs 2023 yılında yapılan TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ile 31 Mart’ta yapılacak olan Mahalli İdare seçimleridir. Önceki seçim o dönemdeki kutuplaşmada Millet İttifakı’nın (CHP, İyi Parti, Saadet, Deva, Gelecek ve Demokrat Parti vs.) oluşturduğu ve bin bir surat PKK partisinin[1] hariçten destek verdiği 6’lı Masa “varını-yoğunu ortaya koymasına” rağmen mağlup olmuştu[2]. Cumhur İttifakı (AK Parti, MHP, Yeniden Refah ve BBP vs.) ise TBMM’de çoğunluğu sağlamış, R. Tayyip Erdoğan da 2. Tur oylamada cumhurbaşkanı seçilmişti.
Yaklaşık 40 gün sonra belediye, özel idare ve muhtarlık seçimleri için yine sandığa gidilecek ve mahalli idare yöneticileri ve meclisleri belirlenecektir. Siyasi tabloya bakıldığında Cumhur İttifakı’nın Yeniden Refah eksiğiyle yerinde durduğu fakat Millet İttifakının dağıldığı hatta bir adım öte kendi içinde rakipleştiği görülmektedir. Bunun tek istisnası yeni tabelası DEM olan bin bir surat PKK partisidir. Önceki seçimde 6’lı Masa’nın örtülü ortağı olan bu parti ile şimdi aleni bir işbirliğine gidilmekte, başta İyi Parti olmak üzere eski masa ortaklarını hiç olmazsa seçmenleri üzerinden cezbetmek amacıyla bir ‘Türkiye İttifakı’ndan söz edilmektedir.
Türkiye’nin siyasi tablosunu bilen herkes kabul eder ki %20-22 aralığında bir seçmen tercihine sahip olan CHP’nin değil büyükşehir belediyelerini, şehir belediyelerini kazanması bile çok büyük bir başarıdır. Önceki mahalli idare seçimlerinde AK Partiye ihtar çekmek isteyen öfkeli seçmenin kolaylaştırdığı bir ortamda muhafazakâr tabanın desteğini gözeten CHP, Ankara ve İstanbul’da milliyetçi geçmişleriyle tanınan adayları sahaya sürmüş ve kazanmıştı. Tadına doyamadığı bu başarıyı 15 Mayıs 2023’te tekrarlayamadığı için Kemal Kılıçdaroğlu adeta Osmanlı Devletinde meşhur olan ifadesi ile “siyaset” edilerek tahtından indirilmiş ve CHP Genel Başkanlığı koltuğu biri resmi diğeri de gayrı resmi iki “eş başkan” tarafından paylaşılmıştır.
Şehirlerine hizmet etmek yerine muhayyel cumhurbaşkanlığı ile vakit geçiren ve daha sonra da daha seçilmemiş bir cumhurbaşkanının hayali yardımcılığı vadedilen Ankara ve İstanbul belediye başkanları, uğradıkları sukut-u hayalin acısını hiç olmazsa yeniden belediye başkanı seçilerek çıkarmaya çalışmaktadırlar. Ancak halkın önüne yeniden seçilmeyi sağlayacak bir başarı belgesi koyamadıkları için de reklam yanıltmalarına başvurmaktadırlar. Belediye bütçelerindeki şişik reklam kalemleri bu gerçeği göstermektedir. Vakıa her aday gibi onların da seçilmek için çalışmaları haklarıdır. Ancak hem bu iki aday hem de Türkiye’deki 81 il ve 900 küsur ilçede belediye başkanı olmak isteyen adaylar için bazı sorgulamaları yapmak da milletin hakkıdır. Burada parti tefriki yapılmadan bazı temel sorulara cevap aranması gerekmektedir.
1. 2019 Mahalli idareler seçiminde belediye başkanı olan kişi ve partileri halka ne vadetmişlerdi?
2. Geçen 5 sene zarfında bu vaatlerinin kaç tanesini gerçekleştirdiler?
3. Devraldıkları dönemde belediyenin borcu ne kadardı, şimdi ne kadar oldu?
4. Belediyeyi devraldıkları zaman çalışan işçi ve sözleşmeli personel kadrosu ne kadardı, şimdi ne kadar oldu?
5. Belediye bütçelerini nerelere harcadılar ve hangi problemleri çözdüler?
Bu sorular daha da çoğaltılabilir ancak sadece bu 5 başlık üzerinden şehirlerin merkez meydanlarına o şehrin sivil toplum kuruluşları fikir, görüş ve ideoloji ayırımı yapmadan birer ışıklı tabela dikip, mevcut belediye başkanının vaatlerini o tabelaya yansıtıp, yapılanları yeşil renkle yapılmayanları da kırmızı renkle işaretleyip bir açıklama istemek haklarıdır. Böylece sahte vaat ve propagandalar yerine halk gerçeği çıplak olarak görecek ve hiç olmazsa gelecek 5 yılını kurtaracaktır. Ancak dikilecek ışıklı tabelalara “kazara” bir çöp kamyonu veya başka bir aracın çarpmaması için de gerekli tedbirlerin alınması şarttır.
[1] Bu ifadenin kullanılma sebebi parti sözcülerinin “biz sırtımızı PKK’ya dayamışız” beyanları sebebiyledir. Ayrıca bu partinin adı o kadar sık değiştirilmektedir ki belki dünya siyaset tarihinde bu kadar sık isim değiştiren bir partiye rastlamak mümkün değildir. Çünkü bu yapı bir siyasi partiden ziyade PKK’nın siyasi temsilcisi rolünü oynayan, tüm emirleri ondan alan ve sürekli kendini kapattırmak için suç işleyen, kapatılmayınca da sürekli isim değiştirerek bir nevi kendisini kapatan ve böylece mağduriyet icat etmeye çalışan şeklen legal, mahiyet olarak illegal bir örgüttür.
[2] 2017 yılında Anayasa değişikliği ile başkanlık sisteminin halkoyuna sunulması esnasında yapılan eleştirilerden birisi de Cumhurbaşkanı yardımcılığının birden fazla olması üzerine idi. AK Parti hem birinci döneminde hem de ikinci döneminde bir başkan yardımcısı görevlendirirken, birden fazla olmasını tenkit eden başta CHP olmak üzere muhalefetin 15 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 7 adet cumhurbaşkanı yardımcısı kontenjanı ortaya çıkarması ve Anayasada olmayan Cumhurbaşkanlığı Konseyi gibi bir yapıyı da rahatlıkla savunması “amaca ulaşmak için her yol mübahtır” Makyavelist anlayışlarını ortaya koyması açısından ibret vericidir. Bu anlayış daha önce de “ülkeyi parçalamak ve bölmek” için kullanılacak bir araç bahanesi ile Büyükşehir belediyelerine karşı çıkarken, büyükşehir belediyelerini kazanınca bu tartışma aniden kesilivermişti.